29 Mayıs 2021 Cumartesi

Zaman akıp gidiyor

Uzun zaman önce bir blog açmıştım. Baya bir emek verdim ama bir süre ara verince bazı sorunlar oluştu ve tekrar giremedim. O süre içinde yazmaya pek vakit de bulamadım aslında. Geçenlerde aklıma geliverdi. Girip bir bakayım en son ne zaman yazmışım dedim. Tabi kullanıcı olarak değil de dışarıdan siteyi ziyaret eden biri gibi ancak bakabiliyorum :( Ve baktım en son yazımı 2019 un Ocak ayında yazmışım. Birden o günleri düşündüm. Bundan sadece bir buçuk yıl önce aslında. Ama arada geçen olaylari düşününce çok çok uzun bir zaman gibi geldi. Ve zamanın ne büyük bir hızla akıp gittiği gerçeğini acı bir şekilde tekrar hatırladım. 

Oysa bir düşünün bunun hangimiz ne kadar farkındayız. 

Bana siteye tekrar bakmayı hatırlatan asıl olay uzun zamandır üzerimde hissettiğim tembellik, usengeclik, herşeyden çabuk sıkılma, başladığım işleri bitirememe gibi olumsuz duygular ve davranışlar oldu . Dedim ki kendi kendime "bir zamanlar hem site için hem de başka platformlarda yazılar yayınlıyordun. Arasıra word dosyani açıp kısa öyküler hazırlıyordun. Konular bulup araştırıyor tasarlıyor kendi disuncelerinle yazıya döküp resim veya video ekleyip yayınlıyordun. Bunlar hep bir zaman ve emek isteyen islerdi. Ve bu işlerin yanında günlük rutin işlerini de yapıyor, hepsine zaman ayirabiliyordun. O zamanki senle şimdiki sen aynı kişisiniz. Ne oldu ne değişti bir buçuk sene içinde de sen şu an bu kadar yorgun bitkin yılgın bezgin üşengeç tembel birine dönüşüverdin ?

Bu sorular beni birden kendime getirdi. Herşeyden önce tüm dünyayı kasıp kavuran, daha önce benzerini hiç yasamadigimiz sadece filmlerde izleyip bir gün başımıza gelebilecegine hiç ihtimal vermedigimiz "pandemi" adında bir olayla karsilasiverdik. Hazırlıksızdik ne olduğunu neler yaşayacağımızı bilmiyorduk. Hepimizin hayatini bu kadar derinden etkileyebileceğini tahmin bile edemiyorduk. Böyle bir bilinmezin içine ister istemez tüm insanlık olarak dusuverdik. 

İlk gunlerini hiç unutmuyorum. Başlarda vaka sayilari henüz iki basamaklı sayılarda iken "evlerinizde kalın, ellerinizi sık sık yıkayın" (maske zorunlulugu henüz gelmemişti ve zaten maske de yoktu piyasada ) tavsiyeleri ilk başladığında, çocuklar okulları tatil olup evde kalmaya basladiklarinda (ilk önce 15 gün denmişti ve bir daha hiç normal şekilde açılamadi ne yazık ki) ben hep şöyle diyordum "telaş etmeyin panik yapmayın. Sayı çok az ve tedbirler de erken alındı. Kurallara uyarsak birkaç hafta sonra kurtuluruz bu musibetten :("

Pek çok insan da benim gibi düşünmüştü o dönem eminim. Çünkü başta dediğim gibi, bu büyüklükte bir sorun daha önce bixim dönemimiz insanlarının başına hiç gelmemisti. Bunların sadece filmlerde olan hayal ürünü şeyler olduğunu sanıyorduk. Sağlıkla ilgili iki farklı bölümde okuyan üniversite öğrencisi iki oğlum beni bu konuda aydınlatmisti. Demiştim ki daha önce sars virusu domuz gribi kuş gribi gibi büyük salgınlar oldu bunlari gördük. Evet o dönemlerde de çok korktuk tedbirler aldık ama sonuçta birkaç ay sürüp geçti. Bence bu da öyle olacak.

O zaman ortanca oğlum bana durumun vehametini ortaya koyan açıklamayı yaptı. "Onlar epidemi idi anne. Bu işe pandemi. "Bu iki tıbbi Terim'in arasindaki fark ise epidemi sadece bir kıtayı etkileyen farklı kitalara yayımlayan salgın hastalıklar imiş. Böyle olunca kontrolü daha kolay sağlanıyor ve o yüzden de bir süre sonra çözüme ulasiyormus. Pandemi ise birden fazla kıtada yaygınlık gösteren ve bu yüzden de hızla yayılıp kontrolü zor olan salgın hastalıklar imiş. Dünya yüzündeki başlangıcı üzerinden tam bir buçuk yıl, ülkemizdeki ilk vaka tarihi uzerinden ise 15 ay geçti. Ve bu süreç bize zamanın, sağlığın, nefes almanın, özgürlüğün, huzurun ve bu zamana kadar sahip olup da farkına varamadigimiz pek çok güzelliğin değerini anlamızi sağladı. 


Zaman akıp gidiyor

Uzun zaman önce bir blog açmıştım. Baya bir emek verdim ama bir süre ara verince bazı sorunlar oluştu ve tekrar giremedim. O süre içinde yaz...